Haber

Atatürk’ün Gençliğe Tweeti

“Eeeeeyyyyyy” Türk Gençliği;

Madem bu dili anlıyorsunuz, o halde söyleyeceklerimi dinleyin!

Yeni bir dil yarattığınızı görüyorum: Neo-klasik iktisattan uzaklaşıp davranışsal iktisada yöneldiniz. Eski paradigmalardan uzaklaşırken yeninin cazibesine kapılıyorsunuz. Evet ekonominin temelinde insanlar var ama “gözlerdeki parıltıdan” ekonominin gidişatını göremezsiniz.

Elbette sosyal medya alışkanlıklarınız, hikayeleriniz ve hashtagleriniz olacak. Ama sorunlarınıza ‘hashtag’ ile çözüm bulamazsınız. “#Kriz Var” tweetiyle kriz çözülmez. Adalet, “#adalet” diyen hikayeler paylaşılarak sağlanamaz. Özellikle #kınama, emin olun kimsenin umurunda bile değil.

“Bak bu çok önemli.”

“Fakirler neden fakir?” Hiç düşündünüz mü? Bu insanların fakir de olsa kendi kendilerine yetebilmeleri için tarıma ve üretime her zaman öncelik verdik. Peki o fabrikaların, çiftçilerin durumu ne şimdi? Bunları şansa mı bıraktınız?

Peki, “Kaderin cilvesine baktığınızda”gördün mü ‘kim kiminle?’Talih eseri adalet veya “İşin doğası gereği“Tazinin dengesiyle ve vicdanla değil.

Türkiye tarihi bir mirasa ve coğrafi değere sahiptir. Yeşilliği, ormanı sana böyle mi bıraktık? Kesilen ağaçlar ve orman yangınları doğanın çığlık atan isyanı gibidir. Bu çığlığa kulak verin. Çevrenizde yükselen binalarda, “Evleriniz genişlese de kalpleriniz daralır. “Binalarınız yükseldikçe ufkunuz kararır.” ‘Durmak yok, devam edin.’Bunu söylemeden önce durup düşünün bunun sorumlusu kim?

Öğretmenlerimiz her gün değişen müfredat, yeni düzenlemeler ve kararsızlıklar karşısında nasıllar? Yaşadıkları sorunların farkında mısınız? Bir öğretmen kaç branşta çalışıyor derseniz anlarım ama kaç işte çalışıyor ne demek? Hatırlamak; Eğitimdeki aksaklıklar bir dönemi değil, bir nesli etkiliyor.

Sevgili gençler, dış ilişkilere “dış güçler”veya ‘Sen kimsin? ‘ diyerek uluslararası saygınlık kazanamazsınız. Hatırlamak; gün gelecek “bir dakika”Bunu söylemek sadece dakikalarınızı değil, yıllarınızı da kaybettiğiniz anlamına gelir.

Ne dedim? ‘Beni Türk doktorlara emanet edin.’Siz bu doktorlarsınız “Giderlerse bırakın gitsinler” Sessiz kalmazsın değil mi? Tabi ki gitmemeleri için öncelikle güvenliklerini sağlamak gerekiyor.

Sevdikleriniz, aileniz, hatta tanımadıklarınız bile ‘Hiçbir şey bir kez olmaz.’veya “Küçüğün rızası vardır.” Derlerse toplumsal değerlerinizi koruyun ve adaletin peşinde olun. Çünkü bir kez olan bir kez daha olabilir ve artık bir anda ne olabileceğini biliyorsunuz. Toplumun temel taşı olan aile yapılarının korunması, kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi, çocukların korunması, cinsiyet eşitliği gibi temel konularda daha etkili olmanız gerekiyor.

Bu zor zamanlarda sanatın ve sanatçının gücünü unutmayın. “Sanatçının el yazması” Bu insanlar aslında kim? Kendi kültürümüzden, kendi değerlerimizden, kendi özümüzden uzaklaştıkça yabancılaşmamak için neler yapıyorsunuz?

Son olarak sevgili gençler, sizler bu ülkenin en değerli varlığı, en kıymetli hazinesisiniz. Biz sana veririz “Sana vermediğimiz ne istedin?” Bunu söylemeye fırsatımız olmadı ama bugün 100. yılını dolduran Cumhuriyeti sizlere bıraktık. Bu satırları 100 yıl sonra okuyacak gençlere; Daha aydınlık, daha adil, daha yeşil, daha bilinçli bir Türkiye bırakmalısınız.

Şimdi; Cumhuriyetinizin 100. yılını “sert bir çay veya aromalı kahve ile” kutlayın.

instagram

X

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamen yazarlarının orijinal niyetleridir ve Onedio’nun yayın politikalarını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu